Bitkilerde , hayvanlarda , nesnelerde aynı insanda olduğu gibi her gezegenin tezahürü var. Biz sembol atamasında daima en baskın olanı seçiyoruz .Mesela saate Satürn ; aynaya Ay , Venüs ; fırına Mars diyoruz ve ilginçtir evde birine bir şey olsa, misal hastalansa , keder , elem , üzüntü olsa evdeki aletlerden bazılarının bozulduğuna , hatta çalışmasını durdurduğuna şahit oluyoruz .Sadece canlı varlıklarla değil , cansız varlıklarla da her an etkileşim halindeyiz .Yaydığımız enerji ortamda bulunan her şeyi etkiliyor .Evde enerji iyiyse bitkimiz solmuyor , eşyalarımız bozulmuyor , evcil hayvanımız hastalanmıyor .Özünde, evrendeki her şey, zamandaki anlar gibi birbirine sıkı sıkıya bağlı, daimî ve ayrı.
Onur Güven
-GÜL SEMBOLİZMİ
Alevilik ve Bektaşilikte simgesel anlamda a) tarikat yolunda ya da yolda “gönül “ yoluyla elde edilen ürün b) Hallac-ı Mansur .Bektaşilikte Bektaşi tacında “ hakikat yeri” olarak algılanan , dilimlerin birleştiği tepe noktası
Çin kültüründe gençlik ,
Batini tasarımlarda evrimin , yayılmanın ve güzelliğin simgesi ,
Yine Batıni tasarımlarda hem maddi , hem de manevi güzelliğin ötesinde manevi sevgi ve muhabbetin simgesi ,
Türk İran tasavvuf geleneğinde a) Tanrı’nın ilahi zıttı ; bülbülün sevmeye yazgılı olduğu , Tanrı’nın ilahi cemali ve azametinin görünüşe taşınmış hali ,
Sünni tasavvuf kültüründe Peygamber’imizin ter damlalarının toplamı,
Özellikle halk inanışında kimi güçler seçilmiş bitkilere bağlanır .Bu kapsamda üzerlik kem göze karşı koruma gücü bağlamında tütsü olarak tüketilir ; Afganistan ‘da yetişen peygambergülü , Peygamber’in parmakp izlerinin taşıyıcısı olarak algılanır .Genellikle İslam simgeselliğinde gülün yeri ayrıcalıklıdır .Yukarıda da bahsedildiği gibi gülün Peygamberimizin bedeninden akan ter damlalarından oluştuğuna inanılır ve güzel , hoş kokunun taşıyıcısı olduğu kabul edilir .
Antik Yunan dan beri kırmızı gül tutkulu aşkı temsil eder .
Efsaneye göre Afrodit, Adonis adlı ölümlü bir erkeğe aşık olur. Günün birinde ava çıkan Adonis bir yaban domuzunun saldırısına uğrayarak yaralanır ve ölür .Adonis’in cansız bedeni ile karşılan Afrodit kahrolur ve sevgilisine doğru telaşla koşarken ayağına dikenler batar. Tanrıçanın ayağından damlayan kanlar ise beyaz gülleri kırmızıya boyar.
Bir diğer Mitolojik efsaneye göre ise Afrodit, en sevdiği çiçeklerden biri olan gülü oğlu Eros’a hediye eder. Eros ise aynı gülü sessizlik tanrısı Harpokrates’e verir ve böylece gül, sevginin, sessizliğin ve gizliliğin sembolü olur.
Hristiyanlıkta kırmızı gülün taç yaprakları Hz.İsa’nın beş yarasını ; dikenlerle kaplı bir gül Hz.İsa’nın çilesini ve insanlık için hissettiği aşkı temsil eder .
Dante cennetsel aşkı gülün tam ortasıyla karşılaştırmıştır .
Aşık olunan sevgiliyi bir gülle karşılaştıran ( Ben Saron’un gülü , vadilerin zambağıyım .) Neşideler Neşidesi’ni referans yaparak çiçeğin ismi Hristiyanlar için Meryem ‘in sembolü haline gelmiştir .
Beyaz gül apayrı bir özellikle ışık çiçeği olarak da adlandırılır ve kendisi kandan yoksun lekesiz saflığı , dikensiz gül ve kökensel günahtan uzak olan Bakire Meryem ‘i sembolize eder .Beyaz gül göklere ait ve tam mutlak , fiziki tutkudan arınmış evreni temsil eder .
Gül aynı zamanda hanedanlığa ait bir amblemdir .
Gülün masonlukta da önemli bir yeri vardır . Bir mason gömüldüğünde mezarına üç gül yerleştirilir. Üç Aziz John gülü “ışık, sevgi ve hayat”ı sembolize eder. Masonların Aziz John gününde loca , üç farklı renkteki güllerle süslenir .
Prieure de Sion tarikatında(Tapınak Şövalyelerinin diğer adı) gül sembolü , kase için kullanılmış bir semboldür . Gülü , kase sembolü olarak kullanmalarının nedeni ise gizliliktir .En eski gül türlerinden biri olan rosa rugosanın, aynı Venüs yıldızı gibi beş yaprağa ve beşgen bir simetriye sahip olması güle, kadınlıkla güçlü ikonografik bağlar sağlıyordu . Bununla birlikte gülün ‘doğru yön’ ve ‘yol bulmak ‘kavramlarıyla çok yakın bağları vardı.
Pusula gülü, aynı Gül Çizgisi gibi, seferilere haritalardaki boylamlara bakarak yön bulmakta yardımcı oluyordu. Bu yüzden dişi kadeh ve gizli gerçeğe götüren yıldız anlamındaki gül,pek çok açıdan gizlilik,kadınlık ve yön tayini olarak Kase’yi tanımlayan bir sembol olarak kabul edilmişti.
Gülün , haç ile birleşimi Gül -Haçlıların da sembolüdür .
Kalp çakrasıyla alakalıdır .Frekansı çok yüksektir .
The Rulership Books ‘ta ( Rex Bills ) gül için Venüs ; kırmızı güle Jüpiter ; beyaz güle Ay , yengeç , terazi atanmış .The book of rulerships ‘te ( Lee Lehman ) Gül için Venüs , Mars , Jüpiter ; kırmızı güle Jüpiter ; beyaz güle Ay , Venüs atanmıştır .
Gülün ana semboliği Venüs , dikeni yüzünden Mars’tır . Ek olarak Jüpiter , Ay , Neptün ve 12. Ev sayılabilir .
Onur Güven
-KARGA SEMBOLİZMİ
Fiziksel ve davranış özellikleri https://www.kuslar.gen.tr/karga.html için ilgili makaleyi okuyabilirsiniz .
Şamanizmde şamanın Gök ya da yeraltı yolculuğunda yardım aldığı ya da koruyucu ruh olarak seçtiği kabul edilen simgesel “kutlu hayvan “
Altay tufan efsanesinde Nama tarafından karaların olup olmadığının anlaşılması amacıyla sandıktan çıkarılıp salıverilen , ancak leş yemeye koyulduğu için geri dönmeyen simgesel “ lanetli kuş “
Vedaist ya da Mazdaist tasarımlarda , Tanrı Vayu ‘nun yanından hiç ayırmadığı “ kutsal kuş”
Mitra dinine girenlerin geçmek zorunda olduğu aşamalar sıralamasında ilk sırada yer alan , gezegeni Merkür olan simgesel aşama
Simya tasarımlarında kimi “gizli güçler “in simgesi
Türk -İran tasavvuf geleneğinde , dünyevi yaşamın kış ile ilişkilendirilen “ çirkin yüzü “
Yunanistan da karga kehanet Tanrısı Apollon a adanmıştır .Tanrılar arasındaki mesajcı olarak nitelendirilen karganın uçuşu kahinler tarafından Roma da olduğu gibi Yunanistan ‘da da yorumlanmıştır .
Bilgelik , şifa, ölüm, savaş, zafer, büyücülük, şiir ve runik alfabeyle ilişkilendirilen Tanrı Odin ‘in , Hugin ve Munin adında iki kargası ( kuzgun ) olduğu mitolojide geçer .Hugin ‘düşünce’ ve Muninn ‘hafıza’ anlamlarına gelmektedirler. Odin omuzlarında oturan iki karga vasıtasıyla dünyada olup bitenleri haber alır .
Değişik tradisyonlarda kötü şans , hastalık , ölüm ile de özdeşleştirilmiş .
Kuran-ı Kerim’de ise Maide suresi 31.ayette “Ardından Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten âciz miyim?” dedi, ettiğine de pişman oldu.” şeklinde kargadan bahsedilir .
Tefsirlerde anlatıldığına göre Kabil kardeşini öldürdükten sonra cesedi ne yapacağını bilememiş, şaşırıp kalmıştı. Bunun üzerine Allah bir karga gönderdi. Karga yerde eşinerek Kabil’e kardeşinin cesedini nasıl örtüp gizleyeceğini gösterdi veya ölmüş bir kargayı bu şekilde gömdü. Böylece Allah bir kargayı örnek göstererek şaşkınlık ve cehaleti sebebiyle bocalamakta olan Kabil’i uyardı. Bir başka rivayete göre Allah iki karga göndermiş, bunlardan biri diğerini öldürdükten sonra gagası ve ayaklarıyla yeri eşeleyip öldürdüğü kargayı gömmüştür. Bu konuda karganın kendisinden daha yetenekli olduğunu gören Kabil karga kadar olamadığına hayıflanmış ve yaptığına pişman olmuştur.
Erk hayvanı olarak kutsal yasaların ve değişimin sembolüdür.
The book of rulerships Lee Lehman ‘ın kitabında kargalara Venüs , Mars , Satürn gibi gezegenler atanmış .The ruler shipbook Rex Bills ‘in kitabında ise Mars atanmış .Benim bakış açıma göre ise yukarıda verdiğim bilgiler ışığında öncelikli Satürn ve akrep burcu , ek olarak Merkür , Pluto ve Ay sayılabilir .Uranüs veya ikizler burcu diyen takipçilerin yorumu da yanlış değildir ancak yan metafor olarak sayılabilir , ana metafor değil .
Detaylandırmak gerekirse ;
Fiziksel özellikleri , uzun yaşaması ( Antik Yunan ve Roma’da uzun yaşamın ve ölümsüzlüğün sembolü ) ,değişik kültürlerde onun lanetli kuş olarak anılması ve kötülüklerle özdeşleştirilmesi , sadakatleri yüzünden Satürn ,
Zekaları , hafızaları , kurnazlıkları , çalma huyları , taklit yeteneği , mitolojide Tanrıların haberci kuşları olmaları , kendilerine özgü mizah anlayışları Merkür , ( burç olarak da ikizler özelliklerini gösterirler )
Ölümle olan bağlantıları , yine simyada gizli güçleri temsil etmesi , derin algıları , intikamcı olmaları , yapılan bir araştırmaya göre kargalar arasında nekrofilinin ( ölüsevicilik) çok yaygın olması ve cesetlerin üzerinde yaptıkları cinsel ritüeller açısından Pluto ve akrep Burcu ,
Hafızaları , aile kavramı Ay .
( Hafıza duyusal , kısa süreli ve uzun süreli olarak ayrılır .Merkür , Ay ve Satürn hafıza ile ilgili gezegenlerdir .)
Sembol atamada öncelikli kişisel , sonra toplumsal , en son kollektif gezegenlere bakılır .Burada zeki olmaları hususunda Merkür kişisel gezegen olarak bunu karşıladığı için ana metafor olarak Merkür , yan metafor olarak Uranüs ‘ü söyleyebiliriz .
Onur Güven
-KAKTÜS SEMBOLİZMİ
Kaktüs Caryophyllales takımının 1750 kadar bilinen türüne ve yaklaşık 127 cinsine sahip Cactaceae bitki familyasının bir üyesidir. “Kaktüs” kelimesi Latince aracılığıyla, Theophrastus tarafından kimliği kesin olmayan dikenli bir bitki için kullanılan Antik Yunanca (yunanca:κάκτος, okunuşu:kaktos) kelimesinden türemiştir.
Kaktüsler çok çeşitli şekil ve boyutlarda oluşur. Çoğu kaktüs, en azından biraz kuraklığa maruz kalan habitatlarda yaşar. Birçoğu, dünyanın en kurak yerlerinden biri olan Atacama Çölü ‘nde bulunsa bile, aşırı derecede kuru ortamlarda yaşarlar. Kaktüsler suyu korumak için birçok uyum gösterirler. Hemen hemen tüm kaktüsler etli kaktüslerdir, yani kalınlaşmış, etli kısımları suyu depolamak için uyarlanmıştır. Diğer birçok sulu meyvenin aksine, gövde, bu hayati sürecin gerçekleştiği çoğu kaktüsün tek parçasıdır. Çoğu kaktüs türü gerçek yapraklarını kaybetmiş, yalnızca oldukça değiştirilmiş yapraklar olan dikenler kalmıştır. Dikenler, otoburlara karşı savunmanın yanı sıra, kaktüse yakın hava akışını azaltarak ve biraz gölge sağlayarak su kaybını önlemeye yardımcı olur. Yaprakların yokluğunda, büyümüş sapları fotosentez yapar. Kaktüsler Amerika’nın güneyindeki Patagonia ‘dan kuzeyindeki batı Kanada ‘ya olmak üzere – Afrika’da ve Sri Lanka’ yetişen Rhipsalis baccifera haricinde genelde Amerika kıtasına özgüdürler.
Kaktüs dikenleri areole denilen, oldukça küçültülmüş bir dal türü olan özel yapılardan üretilir. Areoller, kaktüslerin belirleyici bir özelliğidir. Dikenlerin yanı sıra, areoller genellikle boru şeklinde ve çok boyutlu olan çiçek açarlar. Pek çok kaktüsün kısa büyüme mevsimi ve uzun uyku dönemleri vardır ve yer yüzeyine ulaşan suyu hızla emen geniş ama nispeten sığ bir kök sisteminin yardımıyla herhangi bir yağmura hızlı tepki verebilirler. Kaktüs gövdeleri genellikle nervürlü veya yivlidir bu da yağmurdan sonra hızlı su emilimi için kolayca genişlemelerine ve büzülmelerine ve ardından uzun kuraklık sürelerine imkan verir.
Diğer sulu bitkiler gibi kaktüslerin çoğu da fotosentezin bir parçası olarak “crassulacean asit metabolizması” (CAM) adı verilen özel bir mekanizma kullanır. Karbondioksitin bitkiye girdiği ve suyun çıktığı Terleme, fotosentezle aynı anda gündüz değil geceleyin olur. Bitki aldığı karbondioksiti malik asit olarak depolar, onu gün ışığı dönene kadar tutar ve ancak o zaman fotosentezde kullanır. Terleme daha soğuk, daha nemli gece saatlerinde gerçekleştiği için su kaybı önemli ölçüde azalır.
Daha küçük kaktüslerin çoğu suyu depolamak için mümkün olan en yüksek hacmi ve terleme kaynaklı su kaybını azaltmak için de olası en düşük yüzey alanını birleştiren küre şeklinde gövdeleri vardır. Kalıcı yaprakları vardır ve daha yaşlı olduklarında kabukla kaplı gövdeleri vardır. Areolleri onları kaktüsler olarak tanımlar ve görünüşlerine rağmen onların da su tasarrufu için birçok uyumu vardır. “Leuenbergeria” tüm kaktüslerin evrimleştiği atalardan kalma türlere yakın kabul edilir. Tropikal bölgelerdeki diğer kaktüsler ormana tırmanıcı ve epiphyte (ağaçlarda büyüyen bitkiler) olarak büyür. Sapları tipik olarak düzleştirilmiştir, neredeyse yaprak benzeri bir görünüme sahiptir, daha az dikenlidir veya hiç dikenleri yoktur; örneğin, iyi bilinen Noel kaktüsü veya Şükran Günü kaktüsü (Schlumbergera cinsi) gibi.
Kaktüslerin çeşitli kullanımları vardır.Birçok türü süs bitkisi olarak kullanılır, diğerleri yem için veya yiyecek için (özellikle meyveleri) yetiştirilir. Cochineal, bazı kaktüslerde yaşayan bir böceğin ürünüdür.
Hem Eski hem de Yeni Dünya ‘daki etli bitkiler – bazıları Euphorbiaceae (euphorbias) gibi – kaktüslere çarpıcı benzerlik gösterir ve bu yanlış olabilir ama yaygın kullanımda “kaktüs” olarak adlandırılır.
Çölde yetişen Saguaro, en büyük kaktüslerden biridir. Yetişkinleri genellikle 12 metre boya ulaşır, nadiren de 15 metreyi aşanları bulunur.
KAKTÜS İLE İLGİLİ YAPILAN DENEY
Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü öğrencisi Yasemin Karadana, yaptığı deneyler sonucunda kaktüslerin ortamdaki elektriksel alanı emerek enerji yayımını azalttığı tespit etti.
SDÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi Karadana, bazı bilim insanlarının kaktüslerin elektromanyetik dalgaları emdiğini, bazılarının ise bunun asılsız olduğunu söylediğini ifade etti.
Yaptığı araştırma sonucunda kaktüslerin ortamdaki elektromanyetik dalgaları emdiğine yönelik bilimsel çalışma yapılmadığını belirlediğini anlatan Karadana, bunun üzerine geçen yıl Doç. Dr. Selçuk Çömlekçi’nin koordinesinde “Kaktüs Bitkisi Kablosuz Haberleşme Cihazlarından Yayılan Radyo Frekans Enerjiyi Absorbe Eder mi” isimli proje üzerinde çalışmaya başladığını kaydetti.
Projeyi TÜBİTAK’a da sunduklarını, yapılan değerlendirme “TÜBİTAK 2209 A, Desteklenen Projeler” arasında kabul edildiğini belirten Karadana, daha sonra simülasyon ve deneysel ortamlarda ölçüm çalışmalarına başladıklarını söyledi.
ORTAMDAKİ ELEKTRİKSEL ALAN YÜZDE 58 AZALDI
TÜBİTAK Marmara Araştırmalar Merkezi (MAM) Ulusal Metroloji Enstitüsü ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) laboratuvarında kaktüslerin elektromanyetik dalgalara etkisine yönelik deney yaptıklarını belirten Karadana, şöyle konuştu:
“Paslanmaz çelikten imal edilen odada 6 kaktüs, 2 bin 450 megahertzlik monopol bir anten çevresine yerleştirildi. Ortamdaki elektromanyetik dalgaların gücünü bir cihazla ölçtük. Daha sonra kaktüs sayılarını 4’e indirdik. Boş ortamda yaklaşık 9.4 volt/metrelik elektrik alan varken, anten çevresine kaktüs konulmasıyla bunun 4.4 volt/metreye kadar düştüğünü gözlemledik. Elektriksel alan yüzde 58 azaldı.”
Kaktüslerin elektromanyetik dalgaları emme işleminin geometrik şeklinden ve içinde iletkenliği içeren sudan kaynaklandığını tespit ettiklerini anlatan Karadana, “Genç kaktüslerde bitkinin öz suyu gövdenin her tarafında aynı özelliği göstermiyor, yaşlandıkça daha homojen bir yapı gösteriyor. 8 köşesi tekrarlı yansımalar yapacağından kaktüsler elektromanyetik dalgaları emebilmektedir. Ancak köşesi olmayan kaktüslerin böyle bir özelliği yok” dedi.
Karadana, saf suya ekledikleri sodyum klorürü 8 köşeli kaktüs benzeri ahşap bir yapının içine döktüklerinde, bu yapının elektrik alan değerlerini azalttığını gördüklerini dile getirerek, farklı şekildeki geometrik yapıda yaptıkları deneyde ise aynı sonucu elde edemediklerini söyledi.
BİOEM 2013’TE TÜRKİYE’Yİ TEMSİL EDECEK
Doç. Dr. Çömlekçi de öğrencisi Karadana’nın çalışmasının, kaktüslerin elektromanyetik dalgaları emdiği yönündeki görüşlerin doğruluğu ya da yanlışlığının saptanması açısından önemli olduğunu söyledi.
Öğrencisinin, TÜBİTAK MAM ve İTÜ laboratuvarlarındaki ölçümlerinde farklı bitki türleri ile kaktüsün elektromanyetik dalgalara etkisini araştırdığını anlatan Çömlekçi, şunları kaydetti:
“Araştırma sonucunda kaktüsün öz suyunun elektriksel parametrelerinin, belli bir frekans aralığında emici özelliğe sahip olduğu belirlendi. Daha sonra kaktüsün şekli üzerinde bazı çalışmalar gerçekleştirdik. Bu çalışmaları yüzlerce kez tekrarladık. Deneyler sonucunda emin olduk ki en fazla 4 kaktüs antenin çevresine karşılıklı olarak konulması durumunda ortamdaki elektromanyetik alanı belirli oranda düşürüyor. Buna bağlı olarak dokularda absorbe edilen elektriksel enerjinin de yüzde 75’lere kadar azaltıldığını bulduk.”
Deneylerde elde edilen sonuçların geçen yıl Boğaziçi Üniversitesinde düzenlenen 17. Biyomedikal Mühendisliği Ulusal Toplantısı’nda sunulduğunu anlatan Çömlekçi, çalışmanın ayrıca merkezi Amerika’da bulunan The Bioelectromagnetics Society tarafından haziran ayında Selanik’te düzenlenecek BioEM 2013’de Türkiye’yi temsil edeceğini kaydetti.
Kaktüslerin bir özelliği daha çıktı . Ortamdaki elektriksel alanı emerek enerji yayımını azaltmak .
Eski zamanlardan beri, Orta ve Kuzey Amerika yerlileri, bazı kaktüs türlerinin sarhoş edici özelliklerini biliyorlardı. Onları dini kültlerinde kullandılar. Bir narkotik çiçeğin kullanımından sonra, Hintliler ruhlarla iletişim kurdukları halüsinasyona başladı.
Bu bitkilerden biri peyote kaktüsüdür (Lophophora williamsii). Mavimsi-yeşil renktedir ve dikenli iğneler yerine yumuşak beyaz “tutamlar” üzerinde büyür. Bu kaktüs güçlü bir halüsinojen içerir – meskalin. Uzmanlar dediği gibi, peyote tadı çok acı ve ağızda hoş olmayan bir his bırakır. Ve boş bir midede kullanmazsanız, bulantı ve kusma meydana gelir.
İlaçların insan vücudu üzerindeki zararlı etkilerine ek olarak, peyote iyi bir analjezik ve antibakteriyel madde olarak kabul edilir. Ateş, astım, nevrasteni ve diğer birçok hastalığın yanı sıra diş ağrısını da tedavi edebilir.
İlaç zehirlenmesine neden olan bir diğer kaktüs San Pedro’dur (Echinopsis pachanoi). Bu büyük bir sütunlu kaktüs. Yüksekliği bazen 6 metreye ulaşır. Peyote’nin yanı sıra meskalin içerir. San Pedro, Peru’nun şamanları tarafından kutsal bir ritüel bitki olarak kabul edilir. Kaktüsün yıkanmış ömrünü anlamaya yardımcı olacağından eminler. San Pedro dilimlerinden şamanlar halüsinasyonlara neden olan bir içecek hazırlar. Bir transa girerken kullanılır. Ayrıca, küçük dozlar bazen afrodizyak olarak kullanılır.
( Kaynak :dunyabulteni net , esotercicosmos com , Vikipedi )
Biz astrolojide varlığa dair en belirgin özelliği tespit edip , bunu ana sembolik olarak atıyoruz .Kaktüsleri diğer bitkilerden ayıran en temel özellik dikenli bir yapıya sahip olmasıdır .Dikenli bitkiler de Mars yönetimindedir .O yüzden ana sembolik Mars tır .Yabancı kaynaklarda da bu şekilde geçer .
Sukulent , bitkinin su saklayabilme kabiliyetini belirten ve latince succus (su, sıvı) kökünden türetilmiş bir kelimedir. Kaktüsler, gövdelerinde su depolayabilen sukulent bitkilerdir( Ay ) . Kaktüs bitkisinin en sık yetiştiği ve yaşamını sürdürdüğü bölgeler, çöller ve tropik iklimin hüküm sürdüğü coğrafyalardır. ( Güneş , Satürn ) Ayrıca kaktüs bitkisi, oldukça uzun ve kalın bir bitki köküne sahiptir. ( Satürn )
Kaktüslerin görüntü olarak akılda kalıcı yanları ise, dikenli yapraklarının bulunmasıdır.( Mars ) Bitki dünyasındaki kirpilere benzetilen kaktüsler, çeşidine göre bazı zehirli ( Satürn ) dikenlere de sahip olabilmektedirler.Bazı kaktüs türleri güçlü halüsinojen madde içerir .( Neptün / yan sembolikler Uranüs , Satürn , Ay) Yapılan araştırmalara göre kaktüslerin ortamdaki elektriksel alanı (Uranüs ) emerek enerji yayımını azalttığı tespit edilmiştir .( Neptün , Satürn, Pluton , toprak elementi )
Özetle yan sembolikler olarak Satürn , Ay , Neptün ve Güneş ‘i sayabiliriz .Burç olarak da dayanıklılık açısından akrep en uygun burçtur .
Onur Güven
-“VAKİT NAKİTTİR .” ATASÖZÜNÜN ASTRO SEMBOLİZM KAPSAMINDA AÇILIMI NEDİR ?
Biraz atasözünde geçen kelimelerin etimolojisine bakalım . Nakit etimolojik olarak Arapça nḳd kökünden gelen naḳd نقد “1. gagalama, eleştirme, 2. metal para, akçe” sözcüğünden alıntıdır.
Vakit sözcüğünün etimolojisi Arapça wḳt kökünden gelen waḳt وقت “zaman” sözcüğünden alıntıdır.
Vakit sufi kültürde simgesel anlamda Tanrısal esinle olgunluk aşamasına ulaşıldığında kazanılan ; belli bir dönemle sınırlı olmama , belli bir sürenin değil tüm zamanın içinde ( anda , geçmişte ve gelecekte ) var olma durumu ; bahsedilen belirli bir “ tasavvufi halin yaşandığı an “ ; sufinin içindeki yaşadığı andaki Tanrı korkusu , üzüntü ya da sevinç gibi ruhsal durumudur .Klasik tanımlamada ise zaman veya vakit, ölçülmüş veya ölçülebilen bir dönem, uzaysal boyutu olmayan bir sürekliliktir .
Yine nakit için klasik lügat tanımlamalarında elde tutulan ve ödemelerde anında kullanılabilen para ifadesi geçer .Nakit kavramı ile daha çok kâğıt ve metal paralar kastedilir.
Etkili zaman yönetimi kitabında “Zaman da para da sınırlı kaynaklardır. Karşılaştırmanın ana noktası burasıdır .Bu yüzden zaman da para gibi değerli bir ticari metadır. Ödünç alınabilir, kazanılabilir veya çarçur edilebilir. Yine bu bağlamda “vakit nakittir” şemsiyesinin altında ne teşbihler yatar. “ der John Adair .
Ve ekler “Zamana daha ticari bir yaklaşım olan “vakit nakittir” mantığı, Orta Çağ’da İtalyan tacirlerden doğmuştur. Bu mantık Kilise tarafından aşılanan dini baskı ve ölümün korkutucu yakınlığıyla karışmıştı. Hayat kısaydı ve süresi belli değildi. Ölüm yastığın altındaydı. Bu yüzden zaman dakikası dakikasına en etkili şekilde kullanılmalıydı.
“Hayatı sever misiniz?” diye soruyor Franklin. “O zaman zamanınızı israf etmeyin. Çünkü zaman hayatın ana maddesidir.”
Franklin zamanı parayla kıyaslayan ilk kişi sayılmasa da o günden beri en ünlü karşılaştırma bu oldu.”
Zamanın sınırlı ve değerli bir kaynak olduğuna dair deneyimlerimiz , aynı özellikleri taşıyan para ile ilgili kavram alanından bağlantı kurmamıza , eşleştirme yapmamıza yol açmıştır .
Astrolojik açıdan bu atasözündeki kelimelere lügat anlamıyla bakıldığında Satürn , Venüs , boğa burcu , Satürn 2. Ev ; metaforik anlamıyla baktığımızda ise öncelikli Satürn , Merkür , Venüs gezegenleriyle eşleştirebiliriz .
Onur Güven
-AT SEMBOLİZMİ
Orta Asya tasarımlarında Tanrı Ülgen ‘i simgelediğine inanılan ve O ‘nun binek hayvanı olduğu kabul edilen GÖKSEL hayvan.
( Ülgen, Türk mitolojisinde (Tengricilik döneminde) Türklerin iyilik tanrısıdır. Tek Tanrı inancında Göktanrının oğlu ve Gök Aleminin Hükümdari olarak görülmüştür.
Türk mitolojisinde, bazı kaynaklarda gök tanrı olduğu kabul edilen, yunan mitolojisindeki Zeus, İskandinav mitolojisindeki Thor ve Sümerlerdeki Anu tanrısına karşılık gelen, büyük ve ulu anlamında, bazen bay ülgen (ulu zengin) olarak ifade edilen tanrıdır.)
Asya kökenli mitolojilerde GÖKLERDEN geldiğine inanılan , tapım kapsamında göklere kurban olarak sunulan simgesel “KUTSAL HAYVAN “
( Kutsiyet de gökyüzü ve hava olaylarını yöneten Jüpiter ile alakalıdır .Kurban / kurtarıcı pozisyonları , fil , at gibi büyük hayvanlar 12. Ev )
Şamanizmde şamanın öte dünyaya giderken ya da öte dünyanın parçaları olarak algılanan GÖKYÜZÜNE ve yeraltına yolculuk yaparken bindiği simgesel düşsel hayvan
Şamanın ruhu yolculuğa çıktığında , davulun dönüşüm ürünü olarak belirdiğine inanılan simgesel binit hayvanı
Oniki hayvanlı takvimde , “yıl “ simgesi hayvan ( Jüpiter Güneş’in etrafında bir tam turunu 12 yılda tamamlar.Yani bir burçta yaklaşık bir yıl kalır .)
Sufi gelenekte simgesel anlamda nefis
Çin astrolojisinde” canlı olmayı , canlılığı “ simgeleyen burçlar kuşağının yedinci hayvanı
Yine Çin astrolojisinde oniki saate ayrılan günün yedinci saatini yöneten coşkunluk , hayranlık ile belirgin simgesel refakatçi hayvan
(el-Âdiyât, 1-5)Kuran’da üzerine yemin edilen müstesna canlılardandır .
Türk destan ve halk öykülerinde at , kahramanın en önemli yardımcısıdır .Bu destan ve öykülerde atlatırın GÖKTEN , göl ya da denizden çıkıp geldikleri , su üzerinde koştukları , uçtukları anlatılır .( Bknz Simgeler sözlüğü)
Ayrıca Yunan Mitolojisi’nde yarı insan , yarı at bedenli düşsel bir varlık olan Sentorlar yay burcu ile sembolize edilir .
The book of rulerships Lee Lehman ‘ın kitabında atlara atanan semboller Güneş , Mars , Satürn , 12. Ev ; The rulership book Rex Bills ‘in kitabında Jüpiter , yay , 12. ve 9. Ev dir .Benim görüşüme göre de yukarıda açıklamasını yaptığım üzere ana sembolik Jüpiter , yay , 12. Ev ( 9.ev ) ek olarak Güneş ‘tir .Kendi içinde detaylandırılabilir .( Örneğin yarış atları için Jüpiter , Mars ; yaşlı veya yük taşımada kullanılan atlar Jüpiter , Satürn gibi )
Onur Güven
-ANAHTAR SEMBOLİZMİ
Astrolojide anahtar Chiron ‘un sembolüdür .Yan semboliklere girmek gerekirse çoğu gezegeni saymam gerekir .En başta Merkür gelir .Merkür’ün blokajları açan bir yapısı vardır .Bir varlığı kilitleyip , hapsettiğimizde o anahtar Satürn yönetiminde ; özgürleştirdiğimizde ise Uranüs yönetiminde olur .Bir evi hırsızlardan korumak amaçlı kitlediğimizde koruyuculuk özelliği devreye girer .O zaman Jüpiter ‘den de bahsedebiliriz .Örnekleri çoğaltmak mümkündür .Mitolojisine , psikolojik argümanlara girersek de Aya , Venüs ‘e ve Mars ‘a da gideriz .Ancak burada en belirgin , en vurgulu , anahtarı en çok ifade eden gök cismi Chiron ‘dur .
Merak edenler için yazayım .The book of rulerships Lee Lehman ‘da anahtar sembolünden bahsedilmez .The rulerships Books Rex Bills de anahtara Merkür , Uranüs atanmıştır .Ancak bana göre bu gezegenler ancak yan belirteçler olabilir .Ana sembolik Chiron ‘dur .Burç olarak öncelikle boğa ve akrep burçları sayılabilir .
https://onurguven.org/2018/12/09/siron/
Onur Güven
-ANTİKA SAAT SEMBOLİZMİ
Antika eşyalar öncelikli Satürn yönetimindedir .( Burç olarak da yengeç .) Saatler, kum saatleri, zamanlayıcılar, kronometreler özetle zamanı ölçmek için kullanılan tüm araçlar da öncelikli olarak zaman yöneticisi Satürn ( Kronos ) yönetimindedir .
Onur Güven
-CAMDAN YAPILMIŞ KALEM SEMBOLİZMİ
Camdan yapılmış bir kalem sizce hangi gezegenler arası açısı ya da hangi gezegen , burç yerleşimi olan birine uygun bir hediye olarak verilebilir ?
CEVAP : Her nevi iletişim aracı Merkür yönetimindedir .Bu yüzden kalem Merkür yönetimindedir .Sert , dayanıklı , esnemeyen malzemeler Satürn yönetimindedir .Cam da yapısı gereği öncelikli Satürn yönetimindedir .Detaylara ayrıca girilebilir .Bu yüzden cam kalem en temel Satürn , Merkür ile sembolize edilir .Merkür , Satürn arası açı irtibatı olan ya da Satürn ‘ün Merkür yönetimindeki bir burçta ( ikizler , Başak ) ya da Merkür ‘ün Satürn yönetimindeki bir burçtaki ( oğlak , kova ) yerleşimi doğru cevaplar arasındadır .
Ayrıca kalemin ana semboliği Merkür ancak bu pahalı bir kalem olsa ek olarak Venüs ü de ekleyebilirdik .Nesneler kendi içinde de sembolizma açısından detaylandırılabilir .Burada en temel , en ana gezegen semboliğinden bahsediyoruz .
Cam için de aynı mantık geçerli .Cam Satürn yönetiminde ancak kırık cam Satürn , Mars ; camdan yapılmış bir çiçek Satürn , Venüs vb şekilde kendi içinde detaylandırılabilir .
Bu bilgiler ne işimize yarayacak gibi bir soru sorabilirsiniz .Mesela durduk yerde durmadan etrafınızda cam nesneler kırılıyor .Transite bakın .Natal / transit haritalar arası Mars , Satürn açıları var mı ? Sakarlığa bağlı olduğunu düşünüyorsanız Merkür bağlantısına da ayrıca bakın .
Sembol ataması yapılacak nesneye ait metaforik anlamlar, yan semboliklerin belirlenmesinde çok önemli .Tek tek camı ya da kalemi ele alsaydık yapılışındaki süreçler , toplumların bu nesnelere yüklediği anlamlar , kimyasal yapısı , fiziksel görünüşü esaslı ele alınıp , detaylandırılabilirdi .Ancak burada en temel , en belirgin gezegeni belirlemek durumundayız .Bu da kalem için Merkür , cam için Satürn dür Hediye olarak da Satürn ‘ün hava elementi bir burçta olması hususu da yanlış olmaz .
Cam için The book of rulerships Lee Lehman ‘da Mars ; Rex Bills in kitabında Ay , yengeç , Neptün , Merkür , Aslan yazılmış .Ancak ben aynı fikirde değilim .Benim bakış açıma göre yukarıda yazdığım nedenler ve deneyimlerimden ötürü cam sembolizminde Satürn ana gezegen , ek olarak Ay sayılabilir .Bunun sağlamasını sizler de camla ilgili bir problem çıktığında yapabilirsiniz .Benim her zaman yaptığım da bu tür gözlemlerdir .
Onur Güven
-ASTROLOJİDE KÖPEKLER HANGİ GEZEGEN YÖNETİMİNDEDİR ?
CEVAP : The book of rulerships Lee Lehman’ın kitabında köpekle ilgili Ay , Merkür , Venüs , Mars , Satürn olarak ayrı ayrı değişik ekollerin sembol ataması verilmiş .Rex Bills ‘in the ruler ship book ‘ta ise Merkür , Başak , 6. Ev ve Jüpiter verilmiş .Benim yorumum ise köpeklerin temel semboliğinin genel davranış özellikleri açısından Ay , klasik mitolojide ölümle , yeraltı dünyasıyla , öte alemle olan ilişkisi nedeniyle Pluto olduğudur .Ek olarak vahşi köpekler için Mars ; Pitbull cinsi köpekler için Mars , Uranüs ; Golden Retriever türü sevgi dolu köpekler için Venüs ; Saint Bernard türü köpekler için Jüpiter eklenebilir .
Ek not :Sirius sabit yıldızının simgelerinden biri de köpektir .
Onur Güven
Farklı Kültürlerde Köpeğin Algılanışı
Köpekler, Yunan mitolojisinde Tanrıça Artemis’in arkadaşıdır. Artemis yanında hep bir köpekle beraber betimlenmiştir. Homeros’un destanlarında da köpek, insanların en yakın dostu ve koruyucusu olarak tanımlanmıştır. Bu destanlardaki köpeklerin en ünlüsü “Argos”tur. Unutulmuştur ve bakımsız bir pislik içinde yaşamaktadır ve kendisini gencecik bir köpek olarak bırakıp giden Odysseus’u beklemektedir. Uzun yıllar sonra Odysseus’u geri döndüğünde onu bir tek Argos tanır ama ayağa kalkamayacak kadar bitkindir. Gücü ancak kulaklarını ve kuyruklarını oynatmaya yeter ve biraz sonra da köpek ölür. Ayrıca, “Kerberos” adı verilen ve cehenneme bekçilik yapan yüz başlı bir köpek vardır (Odyssey, Book XI ve XVII). Onu yalnızca Herakles alt eder. Ölüsü olanlar Kerberos için mezarlıklara yiyecekler bırakırlar. Kerberos’un soyundan gelen köpeklerin günümüz Yunanistan’ında yaşadığı ileri sürülmektedir. Ancak yine de Eski Yunan’da köpekle ilgili anlatılar çok değildir.
Priapos, Eski Yunan’da hayvan, bitki ve insanlar için bereket ve bolluk getiren, insanları kötülüklerden koruyan bir tanrıdır. Mitosa göre Priapos, Tanrı Dionysos ile Tanrıça Afrodit’in birlikteliğinden doğmadır. Başka bir mitosa göre ise Afrodit’in Zeus’tan olma çocuğudur. Verimlilikleri nedeniyle hayvanlar Priapos için kutsal sayılmış ve arsızlığı ile bilinen köpek tasvirlerde bu Tanrı ile birlikte yer almıştır.Yine Keçi Tanrı Pan, yanında bir köpekle tasvir edilmiştir.
Karya’da köpek önemli bir kurban hayvanıdır. Tanrıça Hekate’ye kurban edilmiştir. Arkeolojik kazılarda özellikle Milet yakınındaki Didim’de pek çok köpek iskeletine rastlanması bu durumun bir sonucudur. Klasik mitolojide ölümle köpek arasında bir bağlantı olduğuna inanılmıştır. İskandinavya kültürlerinde de köpek önemli bir kurban hayvanıdır. Köpek, kültürden kültüre farklı anlamlar taşır. Eski İran’da hem gerçekte hem mitolojide köpek kutsal addedilir. Semitik kültürlerde negatif bir anlam taşır. Kutsal Kitap’ta da kirli bir hayvan olarak geçer ki bu anlayış, İslam’da da devam etmiştir17.
Eski Türkler’de köpekle ilgili kayıtlara baktığımız zaman, 12 hayvanlı takvimde 11. yılın “köpek yılı” olarak adlandırıldığını görürüz. Öte yandan, “Barak” adı verilen ve tüyleri çok uzun olan bir köpek, Eski Türkler’de kutsal kabul edilmiştir. Şamanlar, “Barak”a binerek gökyüzüne çıktıklarına inanmışlar ve boyunlarına köpek resim ve heykelleri takmışlardır. Aynı zamanda onlar, yeraltı dünyasına yaptıkları yolculukta köpeklerle karşılaştıklarına; bazıları ise kendilerinden geçtiklerinde, köpek taklidi yapıp havlayarak ruhları yardıma çağırdıklarına inanmışlardır. Altay yaradılış destanlarından birinde de köpek motifi göze çarpmaktadır. Büyük Tanrı Ülgen, cansız olarak yarattığı ilk insanları kötülük tanrısı kardeşi Erlik’in şerrinden korumak için, köpeğe bekçilik görevi verir ancak Erlik köpeğe kut ve açlık duymayacağı yetenekler vaat ederek köpeği kandıracaktır.
Kazak mitolojisinde ise,“Kurmay” adlı bir kuşun yumurtasından, köpek yavruları çıktığı anlatılmaktadır.
Eski Orta Asya toplumlarında her kabilenin bir kutsal hayvanı ve tamgası vardır. Kutsal hayvanlar, mitolojik cetler, mitolojik koruyucu sembollerdir. Örneğin, Maymanlar’ın ongunları, kuyruğu yukarı kıvrık, başı geriye dönük köpektir. Bu toplumun inancında köpek; sadakâtin, cesaretin ve teyakkuzun simgesidir.
Tatarlar, kırmızı bir köpekle bir prensin birleşmesinden türediklerine inanmışlardır. Moğollar ise, atalarının kırmızı köpek olduğunu düşünmüşlerdir.
Hazar Türk halk inançlarına göre köpekler, depremi hissederler ve depremden evvel, depremin gelmekte olduğunu gösteren bir takım hareketlerde bulunurlar. Bu inanç, Anadolu’da da vardır. Ayrıca Anadolu’da köpeğin kurt gibi uluması iyi sayılmaz. Alevi inancında da köpeğin uluması ölüm geleceği anlamındadır. Kırım’da köpekten korkan insanın vücudundaki kıl dibi gözeneklerinden özel bir salgı ifraz edildiği, salgının kokusunu alan köpeğin muhatabının korktuğunu anladığına inanılmaktadır. Dolayısıyla insanla köpek arasında farklı bir bağ ve iletişim olduğuna inanılmıştır.
Eski Mısır’da ise Osiris’in sembolü köpektir.Eski Mısırlılar, aynı zamanda, Sirius’u da köpek veya çakal şeklinde sembolize etmişlerdir. Hatta bir öyküde Osiris’in cesedi bir köpeğe mumyalatılmaktadır. Bu kültürde yer altı dünyası aynı zamanda ölülerin dünyası olduğundan köpek de doğal olarak öte dünyayı temsil etmektedir. Ancak benzer inançlar ve uygulamaların, Ortadoğu’da Mısırlılar’dan çok daha önceleri mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekten, Ain Mallaha Natufien yerleşim yerinde, bir erkek çocukla bir köpeğin birlikte gömüldükleri bir mezar bulunmuş olması, söz konusu uygulamaların ve mitolojik kavramların kaynaklarının daha M.Ö. 12.000’de mevcut olduğunu göstermektedir. Eski Meksikalılar da, öte dünya yolculuğunda eşlik etmesi için ölüyle birlikte bir de köpek gömmüşlerdir.
Yaşamış oldukları zaman ve coğrafya farklı olmasına rağmen, toplumların köpekleri algılayış biçiminde benzerlikler olduğu gözlemlenmektedir. Bu bağlamda, Kanarya adalarında “Guanche” yerlileri (M.Ö. 3000’lerde) ölülerini köpeklerle birlikte gömmüşlerdir. Mayalar da, Mısırlılar gibi, Sirius yıldızı yer altı dünyasına giderken ona bir köpeğin eşlik ettiğine inanmışlardır. Guatemala’da, günümüzde bile, Lacandon yerlileri mezarlarının dört yanına palmiye yapraklarından yapılma köpek heykelcikleri koymaktadırlar. Bombay’da hamile bir kadının ölümü durumunda, onun ve taşıdığı ceninin ruhuna eşlik etmesi için bir değil, iki köpek gömülmüştür. Köpeğin ölülere eşlik etmesi düşüncesi, Aztekler’de, Afrika yerlilerinde, Eski İran’da, Hindistan’da, Angola’da Bantu kabilelerinde, Bambaraslar’da, genel anlamda Asya’da hemen hemen tüm İlkçağ toplulukları arasında yaygın olarak görülmektedir27. Öte yandan Eski Hint toplumunda, köpek öldürmek suç sayılmış ve öldürene ceza verilmiştir28.
Yukarıdaki ifadelerden de anlaşılacağı üzere, hemen hemen her toplumda köpekle ilgili olarak ortak bir birikimden söz edilebilir. Bizim üzerinde duracağımız husus, daha çok ölümle bağdaştırılan bir hayvan olan köpeğin, Eski Mezopotamya’da nasıl bir şifa sembolüne dönüştüğüdür. Nitekim, söz konusu toplumlarda köpeğin salyasının ve dışkısının tıp uygulamalarında kullanıldığına dair bilgiler mevcuttur. Dolayısıyla köpek, bu aşamada artık ölümle bağdaştırılan hayvan kimliğinden sıyrılmış, aksine şifa verici bir rol üstlenmiş olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda, Eski Mezopotamya’da tıp ve tıbba bakış açısı üzerinde durmak yerinde olacaktır.
Kaynak : https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/781188
-ASTROLOJİDE KEDİ HANGİ GEZEGEN YÖNETİMİNDEDİR ?
Kediler öncelikli Venüs gezegeni yönetimindedir .Ardından mitolojisinde de okuyacağınız gibi Ay ve Jüpiter eklenebilir .
Merak edenler için ek not olarak belirteyim .The Book of Rulerships: Keywords from Classical Astrology LEE Lehman ‘a göre kedi Satürn ; Rex E. Bills The Rulership Book ‘a göre Venüs , Başak , 6. Evdir .
Sembol atamada öncelikli kişisel gezegenler , ardından toplumsal , en son kollektif gezegenler değerlendirmeye alınmalıdır .
Yorumlarda çoğunuz Venüs yazmış .Bir kısmınız Jüpiter , bir kısmınız da Ay demiş .Aslında tüm bu gezegenlerin özelliklerini barındırmakla birlikte biz burada en vurgulu olanı seçmek durumundayız .Jüpiter genellikle sürüler halinde yaşayan , iri ve cüsseli hayvanlar ya da göç eden hayvanları , büyük kuşları yönetir .Bilhassa Mısır mitolojisinde kediye atfedilen bazı özellikler Jüpiter le ilişkilendirilse de , genel özelliklere baktığımızda Venüs öne çıkmaktadır .Kediler insanlarla sevgi alışverişinde bulunabilen , bağ kurabilen canlılardır .Çok şişman obez bir kediye sembol atarken Venüs , Jüpiter ; yabani bir kediye Venüs , Mars ya da scotish fold cinsi bir kediye sıradışı fiziksel özellikleri açısından Venüs , Uranüs diyebiliriz .Yani kendi içlerinde sembolizm değişse de ana sembolikler aynı kalır .
Sembolizmde bir ana metafor vardır , bir de yan metafor vardır. Majör metafor olarak bir Aslan Güneş ile sembolize edilirken , yaşlı ve yorgun bir Aslan ana metafor Güneş yan metafor da yaşlı olmasından ötürü Satürn ile temsil edilecektir.
Onur Güven
Aşağıdaki kaynağa göz gezdiriniz .
http://bizdosyalar.nevsehir.edu.tr/ab56ebb0ee82f46e54cc709f78b0bcce/turk-halk-kulturu-2.pdf
-YILAN SEMBOLİZMİ
Mitolojisini koyduğum kaynaklarda okuyabilirsiniz . Ek olarak kadim Sümer tabletlerinde yılan , Enki ‘nin simgesidir . ( bilim ,akılcılık , zeka ) Rex E. Bills’e ait The Rulership Book’a göre Pluto , akrep , Satürn ; The Book of Rulerships: Keywords from Classical Astrology Lee Lehman’a göre de yılan Satürn olarak geçer .Benim bakış açıma göre ise Pluto ve akrep burcu yılanın en temel semboliğidir .Çoğunuz doğru tahmin ettiniz .Artı zehirli türleri , derisinin yapısı ve bilgelikle ilişkilendirilmesi açısından Satürn eklenebilir .Ay düğümleri ve Merkür de ( ouroboros , Hermes’in asası bahsi ) ikincil sembolikler olarak sayılabilir .
Onur Güven
Evcil hayvanlarınızın da bir haritası vardır .Doğum tarihini , saatini biliyorsanız kendi haritanızla sinastri yapın.Oldukça çarpıcı bağlantılar keşfedeceksiniz .Bana “Haritama uygun hangi hayvanı sahiplenmeliyim?” diye soranlar olmuş .Mühim olan bir canlıya ayrım yapmaksızın merhamet ve sevgi göstermektir .Diğer yandan bu sorunun cevabına astrolojik yerleşimlere bakarak cevap verilebilir .En temel prensipte evde besleyebileceğiniz hayvan olarak Ay için özellikle Ay/ Pluto açısı olup bu yerleşimden kaynaklanan enerjiyi rehabilite etmek isteyenler köpek, Venüs için kedi , Merkür için küçük kuşlar , Jüpiter için ise balık besleyebilirsiniz.Bu kombinasyonları çoğaltmak mümkündür .Mesela Mars vahşi , yırtıcı hayvanları temsil eder .Jüpiter Mars açısı olanlar pirana türü balıkları , Ay Satürn açısı olanlar yaşı ilerlemiş köpekleri tercih edebilir .Özellikle altıncı evinde zorlu gezegen ve açıları olanlar hayvanlar konusunda ekstra duyarlı olmalı , düzenli beslenmelerine ve bakımlarına özen göstermelidirler .
Onur Güven
-SİGARANIN SEMBOLİZMİ
Sigara içindeki tütünü ve yakılarak içilmesi Mars , külü Pluto , dumanı ve bağımlılık yaratan özelliği Neptün , içindeki zehirli maddeler Satürn dür .
Oldukça ağır enerjiler barındırdığı için herkese sigarayı bırakmasını tavsiye ediyorum .
Onur Güven