Toplumsal olarak pandemi ile başlayan ve ardından düğümlerin yer değiştirmesi ile öncelikle finansal (Boğa ) ardından ise üreme / cinsellik (Akrep) dolaylı olarak nesillere de sirayet edecek bir dönemecin pik yapma evresindeyiz.
Bu hususta Satürn , Mars, Venüs ün Kova burcundaki etkileşimi de oldukça dikkat çekici. Diğer yandan Orient Lord olan Satürn aynı zamanda düğümlerin sinerjik merkezlerini de karelemekte. Bir süre sonra Venüs ve Mars da bu sinerjik odaklara sert açılar yapacak… Bu açı formu aynı zamanda finansal manipülasyonlar adına bazı sözde savaş senaryolarını da anlatır ancak değinmek istediğim konu bu değil !
Yukarıda ele aldığım gezegen tesirleri genellikle toplumsal anlamda minör/ ara çağları harekete geçirir. Bu dalgalanmalar, İlişkiler alanında topluma da sirayet eden devrimsel ( Venüs – Mars – Satürn – Kova) ara geçişleri dayatır. Bu , bir dönemim hippi akımı gibi bir şey değil ! Daha toplumsal ve daha farklı.
Kova burcunun kolektif yöneticisi Uranüs Boğa ile de bazı jeneratif tesirler ortaya çıktı elbette ancak hiç kuşkusuz yıllardır bu sürecin fragmanını yaklaşık 12 seneden beridir izliyoruz. Döngünün yükselişi , Lilith çağına 2010 dolaylarında girmekle başladı.
İlişkilerde , eril – dişil dengelerindeki kaymadan yıllardır bahsediyorum. Öyle ki feminizm propagandası , evlilik protokolünün zayıflaması , ilişkiler odağındaki isyankar enerji , feminen olarak merkezlenen iyi , saf dişil enerjileri de tehlikeye atabilen kontrolsüz hipergami ve sonunda toplumsal olarak sorunlar gittikçe artabiliyor. Bu durumun aydınlık bilinçler tarafından bilinmesi önemli!
Kadınların maskülen , erkeklerin ise feminen olarak kodlanmaya çalışıldığı, Lilith çağının (succubus) evresinde tamamen neslin devamlılığının olmayacağı , duraksayacağı , aile konseptinin değişeceği, böylelikle nüfusun daha kontrollü bir durumda tutulmaya çalışılacağı bir evre. Sosyal medya da bu odağı da maalesef tüketim(Akrep) toplumu olarak gittikçe besleyecek.
Bu durum, organize akıl tarafından diziler , sosyal medya , tv programları vb aracılığıyla toplumun alt beynine de kodlanmaktadır.
Süreç, eril enerji ve maskülinite nin baskılanması , maskülen hakların elden alınması gibi eşitlik haklarına da set çekebilmekte erkeği bilhassa evlilik çizelgesi kapsamında kanun önünde daha mağdur , kadını daha güçlü yapacaktır. Bu minvalde eril enerjinin de bu kuruma mesafeli yaklaşması(Satürn Kova) kaçınılmaz olacaktır.
Aydın ve adil düşüncenin (Jüpiter )bu konuda eşit hakları gün yüzüne çıkaracağından şüphe yok. Burada aile , ebeveynlere ise çocuklarına doğru eğitimi verme adına oldukça büyük iş düşmektedir.
Succubus , ontolojik kodlanmada her bir doğum haritasının 1181 kodlu Lilith Asteroidi , Black Moon / Ay açıları ile ele alınmakta ve yorumlanabilmektedir. Bilhassa Kadın doğum haritalarında , bu demonik enerjinin sağaltımı adına kapsamlı olarak bu üç parametre yorumlanmalıdır.
Ruhsal bozukluklarda , borderline gibi durumlarda sakibıs (succubus) tesiri yüksek olabilmektedir. Lilith formu ile karıştırılmamalıdır.
Esrarengiz ve belki de kabullenmesi zor olanı ise bu formların bir çoğu insan silüetinde olabilmektedir. Bilhassa bu çağın başlaması ile hibrid tohumların yükselişi gündeme gelebilir. Nerede gezdiği ve nereden geldiği belli olmayan gölgeliklerden çıkan bir nesil, soy !
Dişil enerji sakibıs evresine yatay olarak geçtikçe , sentorlar/ incubuslar ile yüzleşecektir.
İşte bu noktada sentorları ana kuşak asteroitleriyle birlikte düşünmek, birinin ve diğerinin niteliklerini ayırt etmek için önemli hale geliyor, burada bir işbölümü görülüyor.
Elbette bu, yörünge paradigmasına dayanan bir hipotez: sentorlar(centaur) vahşi ve düşmanca hareket edebilmektedir.
İlerleyen süreç, Adem ve Havva nın çocukları ile yer yüzünde artan hibrit nesillerin(succubus/ incubus) mücadelesi ile mi devam eder bilinmez. ? Ancak ‘Adam Kadmon’ a evrilmek isteyen nesil de sefirot un geburah(Mars) evresiyle güç kazanıp bu durumla güçlenerek pek etkilenmeyecektir.
Eril ve dişil enerjilerinin tümünün bu formları bilmek, tanımak adına gözlemci olması , subliminal kodlanmalara karşı uyanık olması , geleneksel bilinci de dışlamaması önemlidir. Hipergami kontrol edilmeli ve eril enerji beta titreşimine karşı korunmalı, fizyolojik ve daha önemlisi psikolojik sağlık sorunlarına karşı da bunu önemle karşılamalıdır. Bu gerçekleşmezse ‘MGTOW’(men going their own way/ kendi yolunda giden adamlar) prensipli eril enerjileri çoğaltacak ve mağdur olan feminenleri gün yüzüne çıkaracaktır.
Onur Güven
